Cuma, Mayıs 29

Tribündeydim @Telekom-Fenerbahçe

Yukarıdaki görüntü ilk maçtan,sınav münasebetiyle gidememiştim.Ancak almıştık o maçı seride durum 1-0 olmuştu. 2.maç için kaçarı yok gidip görevimizi yapacaktık.Öğlen İktisat var,bir saate bir hocaya bakıyorum,bırakacak gibi değil çıkıp gideceğim artık o derece,elimde bilette yok daha.Saat üç buçuğa yaklaşırken ekomiyi kurtarıyoruz ve doğru eve.Ufak tefek hazırlıktan sonra yola koyuluyoruz arkadaşla.Bu arada 2 gündür NYG abimle telefonlaşıyoruz geçen iki sefer olmadı,bu sefer mutlaka yüzyüze görüşmeliyiz diye..Biletix'e gidiyoruz Kızılay'daki ve gişelerde varsa vardır deniyor,elimiz boş dönsek bile gitmeye karar veriyoruz Atatürk Spor Salonuna doğru arkadaşla.Biraz otobüs birazda taban gücüyle salona varıyoruz.Sırada pek Sarı-Laci yok.Neyse,Fenerbahçe atkılarımız boynumuzda sıra bekliyoruz.NYG daha yolda.Ankaragüçlü bir kaç kişi geliyor,sakla o atkıyı tarzında ibareler.Fazla irdelemeden el fermuara gidiyor(sadece),o sırada arkalarını dönüp borsaya devam ediyorlar.Az kişiyiz ya,anca.. Geri döndüklerinde,söylediklerinde yarısı gözüken Fenerbahçe ambleminin tamamını görüyorlar.Hareket yok.Biletimizi gişeden alıyor ve içeri giriyoruz.Koleksiyona katmak için atkı soruyoruz işportaya,Feneriumdan daha pahalı fiyatlarla karşılıyoruz,pes.Oyuncular ısınmaya başlıyor,5-10 kişilik bir grup didiniyor imza,resim için.Kızlar özellikle,kağıtlara simli harflerle Mirsad,Cabbar,Hüseyin falan yazmışlar,hazırlıklı gelmişler.Seviyorsanız Fenerbahçeyi sevin len diye geçirmiyor değiliz içimizden.Neyse,bu sıralarda NYG abimizle eşini görüyoruz salon girişinde.Hemen gidip muhabbet.Ardından o evli olmanın getirdiği sorumlulukla :) setin çaprazında totem yerine oturuyor (@nyg dedi ki: İçerde Batu ile tanışıyoruz, uzun telefon görüşmelerinden sonra. kendisi gençliğin ve bekarlığın verdiği rahatlıkla atıyor kendini sete. ben sette değilim ama oturduğum her yer e-blok bana).Ara sıra gözüme çarpıyor NYG ayakta,tutamıyor kendini..İlk çeyrekte bizim tribün fazla organize değil ama sesler tam kapasite olduğu için iyi bağırıyoruz,ikinci çeyreğe gruplardan bir kaç arkadaş geliyor.Daha iyi organize olup zaten oturmayan set harici tüm Fenerbahçelileri sık sık ayağa kaldırıyoruz.Devre olduğu sırada biraz ara veriyor,boğazımızı dinlendiriyoruz.Rakip takım taraftarıyla aynı mekandayız.Ben görmedim ancak Ankaragüçlüler beni mimlemişler,arkadaşın söylediğine göre.Ardından tekrar tribündeki yerimizi alıyoruz.Son periyotta Telekom daha doğrusu Ankaragüçlülerle sık sık atışma oluyor,dışarıda Allaha emanet ol demeleride ne kadar sportmen olduklarını(!) gösteriyor.Aslında onlar hakkında uzun bir şey yazmak isterim ama yeri geldikçe yazıyorum.Sportmenlik falan değil,sadece tribünün gerektirdiklerini yapmalarını istiyoruz.Herkesten...
Maçı alıyoruz,seride durumu 2-0'a taşıyarak İstanbula yolcu ediyoruz Fenerbahçemizi.Salon çıkışı NYG abimizle birlikte çıkış yapıyoruz salondan,onunla vedalaşıyoruz ve dönüş yolunda koşuşturan Ankaragüçlüleri görüyoruz,yolun karşısında.İstikamet ev,biraz daha ilerleyince kamiller aralarında konuşuyor "yine ekmek çıkmadı" diyerek joplarını okşuyorlar.Sizin zihniyetinize tüküreyim. İnadına A.C.A.B. !
Yine biraz taban biraz dolmuş derken Fenerbahçemize karşı görevimizi yerine getirmenin verdiği rahatlıkla Sarı-Laci yaşantımıza devam ediyoruz.
NYG ile eşi
dipnot:Bundan sonra Tribündeydim@ başlığı altında bu tip değerlendirmeler yapmayı düşünüyorum,3-5 kere yapmıştım ama seri haline getirmeyi düşünüyorum.

Hiç yorum yok: