Yeni sezona başlarken gönül isterdi ki daha farklı şeylerden konuşalım, geleceğe daha umutlu bakalım. Daha sağlıklı ve hakların yenmediği bir (futbol) ortam(ın)dan, ülke futbolunu ve ülkesini savunabilecek mercilerden, fırsatçılık adına birbirinin kuyusunu kazan gerçek ve tüzel kişiler yerine, bir takıma yapılan haksızlığın kendine, doğmamış çocuğuna ve her şeyden önce ülkesine yapıldığını idrak edebilecek şahıslardan bahsedebilelim. Bahsedemiyoruz yazık ki... Hukuk adına elimizden bir şey gelmediği için yüreğimizden gelen en iyi şeyi, Fenerbahçe aşkını savunacağız tribünlerde, sahada, salonda, kampüste, ofiste... Kısaca Fenerbahçe ambleminin aydınlatıyor olduğu her yerde. Her zaman olduğundan daha çok kulübümüzün yanında olacağımızın andını içerek, bu yolda yalnız ilerlediğimizin farkında olarak, Pazartesi günü kaldırımda tribün yaparak, Fenerbahçe kart alarak, hiç bir zaman yapmadığımız kadar Feneriumlardan alışveriş yaparak, hiçbirini yapamıyorsak Fenerbahçe'nin her zaman hakkını savunarak, kalbimize kazınan Fenerbahçe aşkını her zorlukta bir kez daha perçinleyerek sezona başlıyoruz. Türk futbolunun değil Fenerbahçe'nin gideceği yolun aydınlık olduğunun farkında olarak başlıyoruz yeni sezona. Ancak şunu da belirtmek isterim ki, bu süreçte, olayı Fenerbahçe'nin değil Türk futbolunun, Türkiye'nin meselesi olarak görenlere -Beşiktaşlı olsun, Linyitsporlu olsun- teşekkürü bir borç bilirim.
Son olarak, biz bu sezon tekrar şampiyon olalım, siz bu iki şampiyonluğu da elimizden alın, bizi küme düşürün, Şampiyonlar Liginden men edin. Biz bir sonraki sezon sokakta Fenerbahçe forması giymeye, Fenerbahçe'yi var eden milyonlarca taraftarla birlikte sevdamızı haykırmaya devam edelim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder