Pazar, Ocak 15

Lefter Küçükandonyadis

Sarı-Lacivert çubukluya gönül veren kime sorsanız Lefter der, ki görmemiştir çoğu onun nasıl oynadığını, nasıl büyük bir isim haline geldiğini. Ama duymuştur aynen benim gibi dedelerinden, amcalarından, büyüklerinden. Çocukken arkadaşları süper kahramanları sayarken o Lefter'i haykırmıştır Sarı-Lacivert kasketiyle sokaklarda.
O Lefter ki; Top tekniği, çalımlardaki ustalığı, yarattığı pozisyonlar ve son vuruşları ile sahalara, beyefendiliği ile saha dışına, "Ver Lefter'e yazsın deftere" tezahüratlarıyla tribünlere, Ordinaryüs lakabı ile futbol tarihine altın harflerle yazılan, insanların gönüllerinde taht kuran.
O Lefter ki, Fenerbahçe denilince ilk akla gelen, milli takımın kaptanlığını yapan, "Altın Şeref" madalyasını boynuna geçiren, 400'den fazla gole imzasını atan.
O Lefter ki, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı başımız sağolsun mesajları aldığım. Yerel kulüplerin yanı sıra oynadığı Nice, AEK gibi kulüplerden taziye mesajları verilen...
Büyük futbolcu olmak zordur, emek ister, efsane olmak ise hayatını meşin yuvarlağa, formana adamanı gerektirir. Bunların üstüne efendiliğinden ve insanlığından bir şey kaybetmeyen, adam gibi adamdır... Ve bu insan hakkında konuşmaya başladığınızda boğazınızın kuruduğunu hissedersiniz, konuşamazsınız o an, gözlerinizden iki damla yaş süzülür, susarsınız.
Uğurluyoruz şimdi büyük insanı gururla, kalbimizin güzel bir köşesinden daha derinlerde bulunan bembeyaz bir köşesine. GÜLE GÜLE LEFTER KÜÇÜKANDONYADİS, GÜLE GÜLE ORDİNARYÜS, GÜLE GÜLE...

Hiç yorum yok: